Aslına bakarsanız ekonominin sihirli bir yönü yoktur. Genellikle aşikâr olan şeyler üzerinden hareket eder ve ortak akla büyük önem verir. Bu bakımdan görünmeyeni düşünmek, herkesin uygulayabileceği kadar basittir. Kanımca en önemli iki dayanağı vardır; veri ve analiz.
“The Truth About Markets” isimli kitabın yazarı John Kay’e göre; genelde komünizmin en büyük ekonomik sorununun teşvik sağlamadaki eksiklikler olduğunu söyler. Ama atladığı bir detay var. Teşviklerin pozitif olması mecburiyeti yoktur, Gulag Hapis Kamplarına gönderilme tehlikesi de gayet güçlü bir teşvikti. Tek farkı, negatif yönlü bir teşvikti.
Komünizmin problemi, arz-talep dengesi ve üretim verilerine yönelik, güvenilir bilgi olmamasıydı. "Veri namusu" yani veri güvenilirliği dediğimiz olgu pek sorun edilmiyordu. Merkezi planlama eski, güncel olmayan verilere dayalı çalışıyordu. Eski veyahut yanlış verinin toplandığı serbest piyasalarda verilen ekonomik kararlar hatalı olabilir. Zira dayanak hatalıdır.
Piyasa sadece, değeri para ile ölçülebilen hizmet ya da ürünler üzerinden çalışır.
Daha ucuz elektrik enerjisi talep etmenin sağlayacağı kar ile ucuz enerji üretmek için oluşacak çevresel kirlenmenin ileriki yıllarda oluşturabileceği felaketleri ölçmek pek kolay değildir. Çünkü biri para ile ölçülebilirken diğer etkilerin paraya çevrilmesi çok zordur. Yakın tarihte bunun örneğini hep beraber gördük. Avrupa Birliği son yıllarda yeşil enerjiye geçiş için sayısız çalışma yaptı ama bunun ekonomik katkısını çözümleyemedi, hatta yanı başında -öngörülmeden- patlak veren savaş ile yeşil enerjiye yönelik tüm planlama bir anda çöpe atılmış oldu.
Dolayısıyla bu tip konularda ekonomi biliminin sınırından, politik ekonomi sınırına geçiyoruz. Savaş ortamında, dış politikadan kaynaklı olabilecek problemleri çok net tecrübe etmiş olundu. Gelelim bir de iç politikaya; iç politika yani ülkenin makro ekonomisi bakımından serbest piyasanın işlemesi için birçok şart aransa da piyasa; (a) sözleşmelere aksi davranışta en kısa sürede yaptırımının olacağı endişesiyle sağlanacak uyumlu ortamda yani adaletin süratli olduğu iklimde ve (b) çok zengin ya da güçlü bir kesimin veya tekelin sisteme baskı yapmadığı ortamlarda çalışır.
Politik ekonomi sınırından giriş yaptığımızda, bazı bileşenlerin değiştiği farklı bir bölgeye giriş yaptığımız aşikâr. Ama bu da ekonomik yaklaşım olarak bilinen düşünce yapısından ilham alır. Bu “ekonomi”ye odaklanmak anlamına gelmez, tam aksine: Ekonomik yaklaşım, bundan çok daha kapsamlı ve çok daha basittir. Ekonomik yaklaşım, dünyanın işleyişini anlamak, teşviklerin başarılı olup olmamasının sebeplerini, kaynakların nasıl dağıtıldığını ve insanların bu kaynaklara ulaşmada hangi engellerle karşılaştığını, bunların gıda veya ulaşım gibi somut mu, yoksa eğitim veya aşk gibi soyut mu olduğunu öğrenmek için içgüdüler veya ideolojiler yerine verilere inanmaya dayanır. Kısacası ekonomi, aritmetiktir, doğru veri analizidir. Hatta doğru varsayımlardır.
Ekonominin sihirli bir yönü yoktur.
Genellikle aşikâr olan şeyler üzerinden hareket eder ve ortak akla büyük önem verir. Bu bakımdan görünmeyeni düşünmek, herkesin uygulayabileceği kadar basittir. Ekonominin veri, analiz, matematik üzerine dayandığını kabul ettiğimize göre verinin ne derece önemli olduğunu görmüş oluyoruz.
Verinin ne kadar önemli olduğunu sosyal medya sektörü -farklı bir açıdan olsa dahi- hepimize çok net şekilde gösterdi. Bu fenomenler en kişisel ve özel sırlarımızı ticari mala dönüştürmeyi başardı. Bu şirketler açısından "sosyal veri" yeni altındır diyebiliriz. Elbette sosyal medyanın veri odaklı sert işleyişine bakınca "Vahşi Batı’da mı yaşıyoruz?" diye sorguladığımız da oluyor.
Ama ekonomik açıdan bakacak olursak doğru veri ile neler yapılabileceğinin muhteşem bir örneğidir. Eğer veri güvenli değilse oluşabilecek zararı hayal edebiliyor musunuz?
Veri dışında analiz de önemlidir. Mesela 1980’lerde borsa ilk kurulduğunda, evvelki yılların finansal verileri yoktu. Hatta ilk işlemlerin yapıldığı yıllarda dahi finansal veriler nadirdi. Gerçi bu veriler olsa bile buradaki kabullerin birçoğu günümüzde işe yaramaz. Çünkü teknoloji sayesinde modellemeler değişiyor. Haliyle, yüksek getirili bir formül sadece kısa süre işe yarayabilir, diğer yatırımcılar formülün başına üşüşmeye başlamadan. Ekonomi, iş dünyası ve piyasalar gelişiyor, sürekli değişim içindeler. Bir dönemki iş yapış şekli, analiz yöntemleri diğer dönemlerde çalışmayabilir. Kısacası, geçmişe bakarsanız, bugünden farklı bir dünya göreceksiniz.
Özetle, veri güvenliği ve analiz yeteneği ülke ekonomisinin yol haritasını oluşturan tüm ekipmandır. Bundan sonrası sadece kararı vermek ve uygulamaktır. Yanlış analiz, veri saklamanın sonuçlarını 2001 yılındaki Enron skandalında görmüş olduk. Güzel günler dilerim.
Burada yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.
Yorumlar ( 0 )