Rusya-Ukrayna savaşının uzaması; bu meselenin, dünyanın başka bölgelerine olan etkilerinin sorgulanmasına neden oluyor. Çünkü herkesin bir yerlerde hesabı var. Bunlar arasında en önemli iki yer Kuzey Kutbu bölgesi ve Karadeniz. Bazı Batılı kaynaklarda, Ukrayna savaşının özellikle bu bölgeleri nasıl etkileyip şekillendireceği tartışılmaya başlandı. Batıda bu kapsamdaki yayınlarda artış gözleniyor. O nedenle her iki bölgeyi de son gelişmeler bağlamında birlikte ele almak istedim.
Kuzey kutbundan bize ne diyenleriniz olabilir. Ancak Ukrayna savaşı her iki bölge için bahane üretmeye açık görünüyor. Çünkü Batının bütünüyle girmeye zorlandığı iki deniz alanı var: Arktik bölgesi suları ve Karadeniz. Birinde yılın özellikle kasım-temmuz ayları arasında yaşanan doğa engeliyle birlikte Rusların kuzeyli rotalardaki baskın tavrı ve yatırımları, diğerinde ise Montrö Boğazlar Sözleşmesinin getirdiği hukuki kısıtlamalar… Bu korelasyon, Ukrayna savaşı sürdükçe daha farklı boyutlara taşınabilir. Bizim Karadeniz’de buna dikkat etmemiz gerekiyor.
Önce Arktik’e bir bakalım.
Bir kesimin beklentisi, Ukrayna’daki savaşın Arktik’teki Rus kaynaklı sivil ve askeri gelişmelere sekte vurması yönünde. Mücadelenin kökeninde enerji var. Arktik doğalgaz, petrol ve kömür ile Rus ekonomisinin yaklaşık yüzde 10-15’i demek. Buzdağlarının altından çıkacak siyasi, askeri, ekonomik ve hatta ekolojik sorunların neler olabileceği ise şimdilik masada duruyor.
Yaptırımlar, birçok alanda olduğu gibi Rusların Arktik kıyılarındaki çok uluslu ekonomik ve sanayi konsorsiyumlarını etkilemeye başladı. Rusların kuzeyli rotalar projesi için kuzey kıyıları boyunca yaptıkları enerji yatırımları ve sosyal girişimler oldukça kapsamlı. Üç petrol ve iki LNG ana terminalleri mevcut. Ancak buralardaki bazı Batılı ve Doğulu yabancı şirketler, yaptırımlar karşısında bu bölgeden çekilmekte çekimser tavır gösterdiler. Birçoğunun faaliyetleri haliyle kısıtlanmış durumda. Daha fazla ısrarcı olabileceklerini tahmin etmiyorum. Bununla birlikte, Ruslar uçsuz bucaksız kuzey kıyıları boyunca Rus nüfusun artması için ailelere özel şekilde toprak kampanyaları bile başlatmıştı. Şimdi ise savaşa göndermek üzere gönüllü topluyorlar.
Rusya aynı zamanda Arktik Konseyi üye ülkesi. Konsey kontrolünde sürdürülen bölgedeki iklim değişikliği, balıkçılık, kirlilik, orman yangını haritalama ve izleme projeleri gibi bilimsel iş birlikleri olumsuz etkileniyor. Bunların da bölge ekonomisine yansımaları oluyor.
Ancak yine de bu bölgede yaptırım dışı kalan özel bir Rus şirketi var. Neden? Çünkü burada dünyadaki paladyumun yüzde 44'ü ve yüksek kaliteli nikelin yüzde 22'si çıkartılıyor.
Arktik’teki askeri faaliyetlerinde ise şimdilik bir azalma görünmüyor. Ancak Kuzey ve Baltık üslerinden bir kısım personelin Ukrayna’ya rotasyonel bir çevrim içinde gönderildikleri biliniyor. Bazı Batılı güçler Rusların Ukrayna’da askerî açıdan daralmasını isterlerken Arktik’teki Rus askeri kuvvet yapısındaki ilerlemenin durdurulmasını da hedefliyorlar. Ancak Rusların Suriye’deki unsurlarına sağladığı lojistik destek, halen Kuzey ve Baltık filoları üzerinden devam ediyor. Bazı Batılı kaynaklar, Baltık ve Arktik’te konuşlanan Rus ordusunun personel, malzeme ve teçhizat olarak Ukrayna’dakinden daha iyi olabileceği yönünde hem fikirler. Ekim sonlarında Rusların Barents Denizi’nde yaptıkları konvansiyonel ve nükleer tatbikatlar da Batı’ya bir uyarı niteliğindeydi.
Peki sonuç? Batı koalisyonu askerî açıdan Barents’in ötesine geçebilmiş değil. Ukrayna sebepli yaptırımlar ise bu bölgede Rus ekonomisini etkiler nitelikte. Oyun uzadıkça kuzeydeki yatırımların durması Rusların Çin’e bir adım daha yaklaşmasına neden olabilir.
Buna karşılık olarak Ruslar kontrollü şekilde uygulamaya çalıştığı enerji yaptırımlarının kışın Avrupa’ya nasıl bir zarar vereceğini görmek istiyor olabilir. Bu olası zarar Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky karşıtı bir kamuoyu yaratma hedefi güdüyor sanki. Avrupa’daki kamuoyu Zelensky aleyhine döner mi? Bu, kışı nasıl geçireceklerine ve olası hasar tespitlerine bağlı… Ancak Zelensky ısrarla Batı’dan daha fazla para ve silah yardımı istiyor. Fakat kaynaklar da sınırsız değil.
Oyunun Zelensky’den bağımsız ve kontrollü sürdürebilecek kritik bir süresi olduğunu düşünüyorum. Bu süre Zelensky’i de tedirgin ediyor olabilir. Nihayetinde bu süre uzun sürecek bir ateşkesle sonlanabilir.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Çin ziyareti ve Hamburg limanında bir konteyner terminalinin yüzde 24,9 hissesinin Çin’li bir şirkete devrediyor olmaları manidar. Resesyona girmemek için ABD’ye rağmen her yolu deniyorlar. Baltık’ta enerji ve ticaretin dengelenmesi Ukrayna savaşına ve Arktik’e farklı yansıyabilir. Aksi takdirde, Karadeniz kuzeyindeki kritik süre aşımı; daha çok Arktik merkezli en kötü nükleer senaryoya doğru dönebilir. Şimdilik tarafların bunu istediğini zannetmiyorum.
Köşeye sıkışan kediye, kendi kontrollerinde dar bir yol açacaklardır diye düşünüyorum. Ancak burada hangi kedinin hangi köşede kıstırılacağı halen belli değil. Şanssız kedinin belli olacağı an; oyunun süresinin bittiği kritik zaman olacaktır. Henüz o zaman eşiğine gelinmedi. Bu çok da uzun olmayabilir. Ancak Karadeniz’deki sorun sadece savaş değil. Nedir peki?
Mesele en kötüye dönsün ya da dönmesin Ukrayna bahanesiyle, sıkışan kedinin Rusya olması ihtimaline karşı Karadeniz’de alttan alta düşünsel başka bir ortam hazırlanıyor sanki.
Örneğin Liechtenstein merkezli ‘‘Geopolitical Intelligence Services GIS’’ isimli bir düşünce kuruluşunda ‘‘Karadeniz’i kim kontrol edecek’’ başlıklı bir yazı yayınlandı. Amerikalı eski bir diplomat olan Colleen Graffy isimli bir akademisyenin imzasıyla yayınlanan makalede; Montrö Boğazlar Sözleşmenin getirdiği kısıtlamaların Ukrayna’ya olan desteğe sekte vurduğu ve sözleşmenin bir revizyona ihtiyacı olduğu iddia ediliyor. Sözleşmede belirtilen her beş yıllık periyotların sonrasındaki değişiklik öneri tarihine uymak amacıyla; 9 Kasım 2026 tarihine kadar yeni bir sözleşme üzerinde anlaşmaya varılacak şekilde önerinin Ağustos 2026'ya kadar sunulması gerektiği ifade ediliyor. Tabi önerme girişiminde bulunacak bir kıyıdaş ülke de lazım şimdi bunlara.
Ayrıca Amerikalı akademisyen hanımın sunduğu senaryolar Rusların askeri başarısızlıkları üzerine kurulu. Hepsinde sözleşmeye revizyon istiyor. Bunlar arasındaki son senaryoda; Türkiye'nin egemenliğine yönelik herhangi bir müdahaleye karşı direnişi göz önüne alındığında bu senaryonun pek olası olmadığını düşünmesine rağmen Türk Boğazlarının Montrö’ye göre değil, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde belirtilen uluslararası boğazlarla ilgili kurallara tabi olması da var.
Açıkça bam telimize basılmaya başlandı sanki. Bu tip değerlendirmelere karşı irademizi; sakin ve sabırlı bir şekilde öncelikle akademik ve politik gücümüzü kullanarak ortaya koymamız gerekiyor. Bu bir yazı deyip geçilmemeli. Tedbirli olup işin mahiyetinin nereye doğru evrileceğine bakmak lazım. Almanya örneğinde olduğu gibi herkes kendi başının çaresine bakmakla meşgul. Şimdiye kadar savaşan iki taraf arasında dengeli bir politika izlendi. Ancak Rusların, Kırım’daki üs saldırısı nedeniyle tahıl koridoru anlaşmasını askıya alması hayra alamet değil. Burada elbette kimsenin tarafı değiliz. Ancak farklı ve tehlikeli oyunlara dikkat etmemiz gerekiyor.
Kaynaklar:
Humpert, Malte, ‘‘From Ukraine to the Arctic: Russia's Capabilities in the Region and the War's Impact on the North’’, High North News, 28 Eylül 2022, https://www.highnorthnews.com/en/ukraine-arctic-russias-capabilities-region-and-wars-impact-north (Son Erişim Tarihi: 15 Ekim 2022).
Wishnick, Elisabeth, Dr., Carlson, Cameron, Dr., ‘‘The Russian Invasion of Ukraine Freezes Moscow’s Arctic Ambitions’’, Journal of Indo-Pacific Affairs, 03 October 2022, https://www.airuniversity.af.edu/JIPA/Display/Article/3172713/the-russian-invasion-of-ukraine-freezes-moscows-arctic-ambitions/ (Son Erişim Tarihi: 15 Ekim 2022).
Gontmakher, Evgeny, ‘‘Russia’s Arctic economy is heading for decline’’, GIS Reports Online, 21 Ekim 2022, https://www.gisreportsonline.com/r/russia-arctic-economy/ (Son Erişim Tarihi: 22 Ekim 2022).
Gouveia, Filipe, ‘‘Russian Coal Exports Fall 7.0% As EU Sanctions Bite, Tonne Miles Up’’, BIMCO, 20 Ekim 2022, https://www.bimco.org/news-and-trends/market-reports/shipping-number-of-the-week/20221020-snow (Son Erişim Tarihi: 22 Ekim 2022).
Nilsen, Thomas, ‘‘Russia steps up military posturing in the Arctic ahead of NATO’s nuclear drill’’, The Barents Observer, 16 Ekim 2022, https://thebarentsobserver.com/en/security/2022/10/russia-escalates-arctic-military-poseur-ahead-natos-nuclear-drill (Son Erişim Tarihi: 26 Ekim 2022).
Ajdin, Adis, ‘‘Germany greenlights COSCO’s Hamburg deal’’, Splash247, 27 Ekim 2022, https://splash247.com/germany-greenlights-coscos-hamburg-deal/ (27 Ekim 2022).
E. Lee, Carol, Kube, Courtney, De Luce, Dan, ‘‘Biden lost temper with Zelenskyy in June phone call when Ukrainian leader asked for more aid’’, NBC News, 31 Ekim 2022, https://www.nbcnews.com/politics/national-security/biden-lost-temper-zelenskyy-phone-call-ukraine-aid-rcna54592 (Son Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022)
Graffy, Colleen, Prof., ‘‘Who will control the Black Sea?’’, GIS Reports Online, 11 Ekim 2022, https://www.gisreportsonline.com/r/black-sea-russia-turkey/ (Son Erişim Tarihi: 20 Ekim 2022).
Yorumlar ( 1 )
Üzerinde düşünülmesi gereken bir yazı. Teşekkür ediyorum.
03.11.2022 08:35